Dolar 32,3717
Euro 34,9902
Altın 2.326,00
BİST 9.097,13
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 21°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 19°C

Erbaş: Bir caminin amacı dışında kullanılması, temiz vicdanları yaralayan açık bir haksızlıktır

Erbaş: Bir caminin amacı dışında kullanılması, temiz vicdanları yaralayan açık bir haksızlıktır
Haziran 19, 2020 21:25 | Son Güncellenme: Haziran 19, 2020 21:07
170
A+
A-

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş‘tan Ayasofya mesajı

İstanbul Sultanahmet Camii‘nde fizikî mesafe kuralına uyularak ve kişisel seccadelerle kılınan cuma namazına vatandaşların ilgisi yoğundu.

Sultanahmet Camii’nde kalabalık bir cemaate cuma namazını kıldıran ve hutbe irad eden Diyanet İşleri Başkanı ProfDrAli Erbaş; “İslam medeniyetinin en büyük merkezlerinden birisi olan İstanbul’dan ve bu ulu mabet Sultanahmet Camii’nden insanlığa selam olsun. Cumanız mübarek olsun.” ifadelerini kullandı.

İslam medeniyetinde hayatın merkezinde cami ve mescitlerin olduğunu dile getiren Erbaş, camilerin, Müslümanların inanç dünyasından toplumsal ilişkilere, kulluk ve sorumluluk bilincinin oluşmasından hukukun inşasına, eğitimden sanata, aileden çevreyle ilişkilere kadar hayatın bütün alanlarına yönelik değerlerin buluştuğu mekanlar olduğunu vurguladı.

– Camiler ve mescitler İslam beldelerinin kimliğidir

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Sultanahmet Camii’nde irad ettiği cuma hutbesinde şu ifadelere yer verdi:

“Peygamber Efendimizin Medine-i Münevvere’ye hicretiyle birlikte yaptığı ilk işlerden biri de Mescid-i Nebi’nin inşası olmuştur. Mescid-i Nebi; maddi ve manevi ihtiyaçların karşılandığı, kimsesizlerin himaye edildiği, bireysel ve sosyal düzlemde her türlü meseleyle ilgili istişarelerin yapıldığı bir merkez olarak görev ifa etmiştir. Aynı zamanda edep, adap, ilim ve irfanın aşılandığı bir mektep olarak hizmet vermiştir.

– Camiler birliğin, dirliğin ve sevginin sembolüdür

Dolayısıyla camiler ve mescitler, İslam beldelerinin kimliğidir. Birliğin, dirliğin ve sevginin sembolüdür. Minberi ve kürsüsüyle üstün ahlak nizamının öğretildiği; ilim ve ahlak, marifet ve hikmet derslerinin verildiği ilim merkezleridir.

– Camilerimiz, tüm insanlık adına adalet ve merhametin nişanesidir

Bizler, camilerin değerleriyle kurulan bir medeniyetin varisleriyiz. Bazı camiler bir mabetten daha çok daha fazla şey ifade etmektedirler. Sadece ibadetler değil; tarih, edebiyat, örf ve adetler de camilerle iç içedir.

– Camilerimiz İstiklal Mücadelesi yıllarından 15 Temmuz’a zor zamanlarımızda ortak hareket noktamız olmuştur

Camiler bugün de millet ve ümmet olarak beraberce sahiplenilen en güçlü ortak zemindir. Camilerimiz, İstiklal Mücadelesi yıllarından 15 Temmuz’a zor zamanlarımızda ortak hareket noktamız olmuştur. Ortak heyecanımızın ve ortak idealimizin ifadesidir camilerimiz. Camilerimiz sadece müminler için değil tüm insanlık adına huzur ve barışın ifadesi, adalet ve merhametin nişanesidir.

Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: ‘Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar ederler.’  Bu ayet-i kerime aynı zamanda bizlere, camilerimizin temsil ettiği manayı, tevhid, kulluk, özgürlük, kardeşlik gibi değerleri koruma, yaşama ve yaşatma sorumluluğunu da yüklemektedir. Dolayısıyla camileri imar etmek; onların insanlık için ifade ettiği mesajı canlı tutmaktır. Onları ibadetin neşesi, tilavetin sadası ile buluşturmaktır. Mabetleri imar etmek; minberlerinden, kürsülerinden, mihraplarından Hakk’ın sesini aleme ilan etmektir. Kur’an ve sünnetin öğretildiği cami dersleriyle, zihinleri inşa ve gönülleri ihya etmektir.

– İçinde ibadet edilmeyen, cemaati olmayan camiler gariptir

Biliyoruz ki içinde ibadet edilmeyen, cemaati olmayan camiler gariptir. Camileri garip kalan Müslüman bir toplum, hayat neşesini de kaybeder. Mabetleri mahzun bir milletin, gönülleri mesrur olamaz. Camileri garip ve mahzun bırakmamanın yolu ise içinde ibadet etmektir. Ezan-ı Muhammedi’nin ardından onun huzur veren atmosferinde buluşmaktır. Bu sebeple bir caminin kapılarının ibadete kapalı olması, Müslümanların yüreklerini dağlayan en büyük ızdıraptır. Bir caminin amacı dışında kullanılması, temiz vicdanları yaralayan açık bir haksızlıktır.

– Müminlere düşen en önemli görev, camileri hayatla ve insanlığı merhametle buluşturmaktır

Yeryüzünün krizler ve bunalımlarla kuşatıldığı bugünde, müminlere düşen en önemli görevlerden biri de mabetlerden insanlığa gönül kapıları açmak, camileri hayatla ve insanlığı merhametle buluşturmak, tüm yeryüzünü güzel ahlak ile tanıştırmaktır. Yüce Rabbimiz bu ulvi gayenin peşinde olanları muvaffak eylesin. Gayretlerini makbul, zorluklarını kolay kılsın.

Milli şairimiz öyle bir dörtlük koymuş ki İstiklal Marşı’na, her okuduğumuzda; ‘Amin.’ diyoruz ve camilerimizin, minarelerimizin değerini bir kez daha anlamış oluyoruz.

‘Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli,

Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli,

Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli,

Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.”

KAYNAK: DİYANET HABER
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.